3 Haziran 2007 Pazar

19 Mayıs Şenlikleri - Tuzla Karting Pisti

Arkadaşlar,

Nasıl oldu bilmiyorum ama 19 Mayıs'ta organizasyon yaptığımız herkes tarafından duyulmuş. Ve tüm Türkiye bunun şerefine bir şenlik yerine dönüştürülmüş :) Her ne kadar çok duygulandığımı itiraf etmeden geçemesem de, yine de çok abartılı geldi bunlar bana... Birazcık israf olmuş... Binlerce çocuğu stadlara götürmek ve orada bizim şerefimize şenlikler yaptırtmak, gururumuzu okşasa da, bir yandan da israfı düşünmeden edemedim. Neyse, bir sonraki organizasyonda daha dikkatli olacağım.

Yılll 2007... Mayısın 19'u.... O sabah herkes çoook korkuyordu.. Özellikle de ben.. Çünkü böylesine büyük bir organizasyonda, hiç bir aksilik olmaması için aylardır insanüstü bir gayretle çalışıyordum. Bir gece öncesinde şakır şakır yağan yağmur, pistleri iyice kaygan hala getirecekti. Gerçi bizim gibi usta şoförler için çok da önemli değil bunlar ama yine de olsun. Aramıza genç kartingciler de katılacaktı, benim tüm endişem ondan ibaretti :)

Ama, sabah kalkıp havayı şöyle bir kokladığımda, kendi kendime "Ama tanrım, karting için ne mükemmel bir gün..." dedim.

Bu sefer yine yeni bir yere gittik. Tuzla Karting Pisti...

Pist olarak şimdiye kadar gördüğüm en iyi pistti.. Ama maalesef, araçları hem eski, hem de hepsi aynı standartta değildi. Araçların emniyet kemeri yoktu. Ayrıca herkese yetecek kadar da kask yoktu. Motorcu olan arkadaşlarımız kendi kasklarını kullandılar da, herkese kask yetebildi.

Diğer kaskların hali perişandı... Eğer balaklava (kaskın altına giyilen kar maskesi gibi şey, genelde sarı olur:) olmasa, takılamayacak kadar kötü durumda olan kasklar da vardı.

Ayrıca pistte yarışmacılar ile kimse ilgilenmiyor. Eğer pist dışına çıkarsanız, kendi imkanlarınızla kurtulmanız gerekiyor. Söylemesi ayıp ben 2-3 defa çıktım . Bir seferinde çakılların içine saplanmış aracımı kurtaramayacaktım neredeyse.. 5 kilo çakılı da aracıma alarak yola zorlukla dönebildim. Bunun haricinde pek sorun edeceğimiz birşey olmadı.



Ali abinin oğlu Efe, yakın zamanda karting gençlerde şampiyon olur bence, çok yetenekli gerçekten... Daha önce hiç karting benzeri bir araç kullanmamasına rağmen, Ali abi ile bir tur attıktan sonra pistlerde fırtına gibi esmeye başladı. Özellikle beni, oldukça zorladı. Onu geçebilmek için 2-3 tur peşinden kovalamak zorunda kaldım.

Günün yıldızı ise Özcan'dı... Bunu itiraf etmek zor ama ne yapalım, gerçek bu... Özcan daha önceden bu işte iyi olduğunu söylemişti ama bu kadar iyi olacağını tahmin etmemiştim. İlk yarışta hepimize fark atınca, hafif çirkeflik yaptık ve Özcan'ın arabasına el koyduk. Çünkü 6 numaralı araç, modifiye edilmiş, diğerlerinden 2 beygir fazlaydı bence... 2 beygir deyip küçümsemeyin, 6 beygirlik araçta 2 beygir fazla oldu mu %33 beygir artışı oldu demektir :)

İkinci yarışta Özcan'ın arabasını Barış'a verdik. Ben de 7 numaralı aracı aldım. 7 Numaralı araç, düzlükte süper giden, ama kontrolü çok zor olan bir araç. Netekim, bu sayade hem çakıl taşlarının altına arabamı soktum, hem de tekerleğinin yol tutuşunu yandaki çimenlikte deneme fırsatım oldu:) Neyse, bahanem oldu işte, ne güzel... Ama Özcan yine birşeyler yaptı ve 1. oldu... Ama işin sırrını sonradan çözdük: Özcan'ın cebinde nitro şişesi bulduk. Satıcı değil, kullanıcıyım dedi ama dilimizden kurtulamadı :)

Oya, o gün pistlere yarışmak için değil de pisti tanımak, bir sonraki yarışa hazırlanmak için gelmişti. Adeta salınıyordu... Ama pisti tanımak için bile olsa, yine çok hızlıydı... Yarış öncesi Doğan'ın motorunu görünce, pistte de fırtına gibi eseceğini düşünmüştüm. Ama bizden farklı değildi... Sahil yolunda gösterdiği performansı Tuzla Karting Pistinde gösteremedi... Ama bir sonraki yarışta gerçek yüzünü gösterecek gibime geliyor.

Koçfinans'tan arkadaşım Melih de gelmişti o gün... Ne zamandır görüşemiyorduk, iyi oldu. Bu arada Koçfinans'lılar... Sizler de gelmeye başlayın da görüşmek için bahanemiz olsun.

Benim ezeli rakibim ise Yasin... (Boran iş için İzmir'e gideceği gibi bir bahane uydurdu ve bizden kaçtı :) Bu sefer Yasin'e daha toleranslı davrandım, heyacan olsun diye 2-3 kez geçmesine izin verdim ama bir sonraki yarışmada acımam ona göre :)



Özgür yine minibüs şöförü gibiydi.. Sanki arka taraftan yolcular parayı uzatacak, alırken zor olmasın, ayrıca daha az mazot yaksın der gibi yan oturuyor araca... Cem ise yarışın başında zor anlar yaşadı... Bir önceki geceden bitirdiği büyükler, yarış öncesi alkol kontrolünden geçmesini zorlaştırdı. "Hastayım, ilaç içiyorum, ondan galiba" bahanelerin ardına sığındı :)

Bu sefer Hakkı dayı olmadığı için yarış sonrası hemen dağıldık. Ne bir köfteci, ne bir dönerci... Aç karnımızla eve geri döndük:)

Lafı çok uzattık, şimdi görüntülere geçelim... (Kafanızı 90 derece sola yaslayınca düzgün bir görüntü elde ediyorsunuz :))

Bir sonraki yarışı daha kalabalık yapalım, çok güzel oluyor arkadaşlar..
Görüşmek üzere

Hiç yorum yok: